Buram buram tarih kokan şehir, Edirne. Edirne sokaklarında gezelim bu yazımda. Yarın otobüse veya trene atlayıp kendinizi Edirne’ de bulursunuz belki.
Marmara bölgesinin, Trakya kısmında yer alan bir şehir. Batısında Yunanistan, kuzeyinde Bulgaristan, güneyde Çanakkale ve Ege denizi yer alıyor. Yunanistan sınır kapısı olan, Pazarkule Edirne’ye sadece 5 km. Kapıkule adını aldığı gümrük kapısı da Bulgaristan ile bağlantıyı sağlar. Pasaportunuz ve vizeniz varsa eğer Edirne’den Yunanistan’a gün içerisinde arabanızla veya bisikletinizle Yunanistan’ın Orestiada şehrine gidip öğle yemeğinizde balık yiyip, gelme şansınız var. Kulağı hoş gelmiyor mu? Gitmiş gibi konuşuyorum ama daha gitmedim pasaport tamam, sıra vizede. Sizde geç kalmayın derim.
Edirne’de üniversite kazandığım zaman hemen araştırmaya koyuldum. Edirne ‘de ne var, ne yok, nesi ünlü, halkı nasıl vs. vs. Trakya bölgesini, hep duymuşumdur ama Edirne ile pek ilgim olmadı. İstanbul Anadolu yakasından gelirseniz, 5 saatte (3 saat İstanbul içi ulaşım) , Avrupa yakasından binerseniz en fazla 3 saatte buradasınız. İstanbul’dan çıktığınız an dümdüz giden yol sizi Edirne’ye getirecektir.
Araştırmalarımı yaparken, Edirne’de birçok cami olduğunu fark ettim. Adım başı cami çıkacak karşıma dedim ki gerçekten çok fazla cami var. Ama buraya gelince sadece cami değil, mimari tasarımlarıyla konuşan yapılar çıktı karşıma. Hiç beklediğim gibi çıkmadı, açıkçası daha da güzeli çıktı.
Her gün okula giderken önünden geçtiğim Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Cami, gün içerisinde birçok ziyaretçi ağırlıyor. Edirne’de Edirne halkının yanında, çok fazla öğrenci ve turist vardır. Yazın Edirne’de öğrenci olmayınca gerçekten sessizliğe büründüğüne şahit olursunuz.
Edirne içinde yükseltiler 500 metreyi aşmaz. O yüzden İstanbul’dan geldiğiniz gibi yolda hiçbir yere sapmadan gelirseniz Selimiye Cami’sine ulaşırsınız. Selimiye Cami Edirne’nin merkezinde bulunur.
Edirne’nin ilk girişinde, sağ tarafında Trakya Üniversitesi’nin Balkan Yerleşkesine rastlarsınız, birçok fakülte ve KYK yurtlarını içine alır. Biraz daha ilerlediğiniz zaman Ayşekadın Fakültesi’ni sağ tarafınızda görürsünüz. Öğrenci mekanlarının bulunduğu bu yer, günün nerdeyse her saatinde öğrenciye rastlayacağınız Ayşekadın olarak anılır. Sokakta hayat var adında bir sokak ve sokak boyunca sıralanan kafeler yer alır. Öğrencilerin çoğu buralarda vakit geçirir. Edirne’de çarşıda saat 8-9 gibi hayat biterken Ayşekadın’da gece 1-2’ye kadar hayat devam eder.
Birçok cami var demiştik Edirne’de. En büyük cami Selimiye Camisi’dir. Selimiye’nin hemen karşısında yer alan, çok kubbeli yapı olarak bildiğimiz eski cami yer alır, Onun tam yanında da Bedesten Çarşısı yer alır. Bedesten çarsısında ise küçük esnaflar yer alır. Selimiye Cami’nin altında Arasta vardır. Arastaya gidip, hediyelik eşya kısmını burada halledebilirsiniz. Kapalı çarşıyı size anımsatacaktır. Eski camiden biraz ilerde, Üç Şerefeli Cami görülür. Bu caminin 4 tane minaresi vardır, dördü de birbirinden farklıdır. Üç Şerefeli Cami’nin Osmanlı mimarisinde önemli bir yeri vardır.
Ve Saraçlar Caddesindeyiz. Saraçlar Caddesi İstanbul’un İstiklal Caddesi’nin minyatürü gibi. 700 metre uzunluğundaki bu cadde, saraç satıcılarının bulunduğu alan olduğu için adını Saraçlar diye almıştır. 2008 yıllından itibaren de taşıta kapatılarak yayalaştırılmıştır. Saraçlar caddesinin yayalaştırılması turizme çok fazla katkı sağlamıştır. Caddede sıralanmış bir çok dükkan yer alır. En yüksek katlı binası 5 katlı, o da PTT binasıdır. Ve binalar tarihidir. Renkli, eskimeye yüz tutmuş, önünde durup fotoğraf çekebileceğinizi şirin binalar. Saraçlar Caddesinin, hatta Edirne’nin bir özelliği de şehrin birçok yerinde heykeller vardır. Caddenin en büyük heykeli barış heykelidir. Bunu dışında saat kulesi, denizkızı, balık gibi heykellerde vardır. Tam fotoğraf çekmelik. Saraçlar caddesinde, vakit geçirmekten çok keyif alacaksınızdır eminim.
Saraçlar Caddesini, takip ettiğinizde karşınıza Tunca nehri, Tunca’dan sonra Meriç nehri çıkar. İlk Tunca köprüsünden geçersiniz, daha sonra Meriç köprüsü. Edirne’nin imaj noktalarından olan bu iki köprü Edirne’nin Karaağaç denilen kasaba ile merkez arasındaki bağlantıyı sağlar. Nehrin kenarlarında oturup nehri seyredebileceğiniz hem halka açık mekanlar hem de ticari mekanlar vardır. Nehri seyrederken bir çay içmeyi unutmayın sakın.
Karaağaç, sınır kapılarına yakın kendi halinde bir kasaba aslında. Küçük müstakil evler , küçük samimi kafeler ve sokakların vazgeçilmez sevimli hayvanları vardır. Trakya Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Fakültesi burada yer alır. Aynı zamanda Edirne’nin eski tarihi tren garı bu fakülte içindedir. Edirne’ye gelip de tren garında fotoğraf çekmeden giderseniz sakın Edirne’ye gelmiş saymayın kendinizi. Bu güzel kasabada vakit geçirmek size keyif verecektir.
Edirne’nin en önemli yemeği tava ciğeridir. Ciğer dükkanların da ekmek kuyruğu gibi sıralar görmeniz mümkün. Kurabiye diyorum susuyorum. Edirne’nin kavala kurabiyesini tatmadıysanız yazık. Gerçekten ağızda güzel bir tat bırakıyor. Bu kurabiyelerden, geri dönerken yanınıza birkaç poşet alın. Hediye olarakta meyve tabağı meşhurdur Edirne’nin. Meyve sabunları göreceksiniz en küçüğü 5 TL den başlıyor hatta. Bir tane çantanıza atarsınız, hatıra kalır.
Edirne, anlat anlat bitmez aslında. Daha birçok yanı var anlatılacak. Ama gelip görmeniz daha iyi. Edirne’ye geldiğimden beri İstanbul’a gitmez oldum.
Yolunuz düşerse buyrun gelin derim. Bir gün içerisinde Edirne’yi feth edebilirsiniz. Edirne’de bir yerden bir yere en uzak mesafe, bizim öğrenci olarak ifade ettiğimiz, otobüsle 40 dakika. Siluetinde tarih olan bir kenti gelip görmeniz dileğiyle.
Ve son olarak öğrenciyseniz Edirne şehir olarak güzel bir tercih olacaktır…
ne hoş size o günleri özletmek. fırsat bulduğunuzda kaçın derim tekrar oralara tavsiye edeceğim yerlerde olacaktır mutlaka :)
Bir kaç ay önce 3 günlüğüne Edirne'ye gittim. Anlatım o kadar tatlı ki o günler geldi aklıma ve tekrar gidesim geldi.