Herkese selamlar, sınav sonuçları açıklandığından beri herkesin aklında "Hangi bölümü tercih etsem? Hangi üniversiteyi tercih etmeliyim? Mimarlık fakültesinde beni neler bekliyor?" gibi soru işaretleri dönmeye başladı. Bana kalırsa bu sorularla beraber sorulması ve bilgi sahibi olunması gerecek pek çok önemli nokta var. Evet artık herkes biliyor, bol çizim yapılacak, yoğun çalışılacak, teslim haftaları zorlu geçecek. Fakat süreci daha iyi anlamamız için duymamız gereken daha farklı noktalar var. Bende bu yazımda hem eğitim hayatımda hemde yönettiğim sosyal medya hesaplarından edindiğim tecrübelerimi maddeler halinde sizlerle paylaşacağım. Herkese keyifli okumalar.
**Bu ve benzeri içeriklerden, indirim kuponlarından ve ücretsiz eğitimlerden haberdar olmak istiyorsan internet sitemize ücretsiz olarak abone olabilirsin.
Bu yazıyı kim okuyor?
Mimarlık fakültesinde okumak isteyen birisi.
Mimarlık fakültesinde okuyan birisi.
Mimarlık fakültesinde okumuş birisi.
Hiçbiri, sadece konuya ilgi duyuyorum.
1- Genel Çerçeveden Bakarak Başlayabilirsin
Aslında ilk olarak odaklanmanız gereken nokta çevrenize bakmak. Bu perspektifle tercih etmek istediğiniz mimarlık fakültesi bölümünün izlerini aramak hikayeyi tamamlayacak noktaları birleştirebilmek için gerekli. Belki ilk etapta bu söylediğimi yapmakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle sizlere basitçe anahtar kelimeler bırakıyorum; yapılar, yollar, bahçeler, iç mekan ögeleri, dekorasyonlar, peyzaj mobilyaları, endüstriyel tasarımlar.. Bu listeyi net bir şekilde çevrenizde gördüğünüz her şey ile uzatabilirsiniz. Emin olun hepsinin mesleklerimize az ya da çok bir etkisi bulunuyor. Durumda böyle olunca aslında kendimizi geliştirmemiz gereken ilk noktalardan birisi ortaya çıkıyor : İyi bir gözlemci olabilmek.
2- Genel Çerçeveden Bakmaya Mecbursun : Tasarım
Mimarlık fakültesinde eğitime başlamanızla birlikte hayatınıza girecek en önemli ögelerden birisi de tasarım. Sizlere tavsiyem bölümünüze başlamadan önce tasarımı ve tasarım odaklı düşünce süreçlerini iyi anlamaya çalışmak olacak. Nitekim herkes bölümünün bünyesinde barındırdığı tasarım araçlarını eğitim hayatı boyunca öğrenecek. Yapmamız gerekenlerden birisi çevremizi tasarım algısıyla birlikte gözlemlemek. Bu defa ilk maddede eklediğimiz yapılar, yollar, bahçeler gibi ögeleri renkleriyle, boyutlarıyla, dokularıyla değerledirmek bizlere genel çerçevede bir yorumlama tecrübesi katacaktır. Bu sayedede gözlem yaparken bir taraftan da yorumlama kaslarımız geliştirmiş olacağız.
Özellikle bu yola yeni giren arkadaşları uyarmak istediğim bir konu var. Okuduklarınızı katı birer madde olarak algılamayın. Konuya şöyle bakmanızı hiç istemem; yapıları, yolları vs gözlemleyeyim ve renkleri, dokuları yorumlayayım. Bu yanlış bir yöntem olur. Nitekim biz her şeyi gözlemleyip yorumlayacağız. İşin karmaşıklığı ve keyfi zaten bu noktada başlıyor. Bu soyut noktalar sizi korkutmasın, eğitim hayatınız sizlere bu yetenekleri kazandırmak üzerine kurgulanmış durumda.
3-Pasif Alıcılıktan Aktif Üreticiliğe Geçeceksin
Bana kalırsa mimari ve şehircilik tabanlı eğitim veren fakültelerde, yüksekokullarda okumaya başlayanlar için en çok zorlanılan nokta burası. Eğitim ve öğretim sisteminin değiştiğini şimdiden kabul etmeniz gerekiyor. Bu durumu daha net ifade ettiğini düşündüğüm için işin özetini bir örnekle açıklayacağım.
Hepiniz üniversite sınavına girerek bu noktaya kadar geldiniz. Şimdiye kadar eğitim hayatınız da şöyle bir durum vardı; çözemediğiniz bir matematik sorusunu ilgili öğretmene gösterirdiniz ve adım adım nasıl problemi çözebileceğiniz size anlatılırdı. İşte bu durum aslında pasif alıcılık oluyor. Eğer ki mimari ve şehircilik tabanlı bir eğitim alacaksanız pasif alıcılığın üzerine aktif üreticiliği kurgulamanız gerekiyor. Özellikle hikayeye başlayacağınız nokta olan temel tasarım ilkelerinde sizden beklenen aktif üretken olmanız. Bu kelimelerle yeni tanıştığınız için belki zorlanabilirsiniz fakat emin olun aktif üreticilik pasif alıcılığa göre daha keyiflidir. (En azından benim için öyle. ) İşin keyifli olmayan kısmı ise bir sonraki maddemizde saklı.
4-Eleştirilmek Bu İşin Doğasında Var !
Aktif üreticilik aslında yaptığımız çalışmalara gözlemlerimizi, yorumlarımızı, bilgi ve tecrübemizi eklememiz anlamına geliyor. Ee herkesin kendine göre gözlemi ve yorumu olabileceğine göre durum bizleri eleştiri konusuna götürüyor. Eleştiriyi sözlük anlamıyla hatırlamakta fayda var; Eleştiri : bir insanı, bir konuyu, bir yapıtı, doğru ve yanlış yönlerini bulup göstermek ereğiyle inceleme işi. Durum böyleyken eleştiri her ihtimalde bizler için eşsiz bir kazanım. Önemli olan eleştiriye olan bakış açımız. Eleştiriyi bizleri kırmak ya da üzmek için değil de geliştirmek için yapılan bir şey olarak görürsek işleri basitleştirmiş oluruz. Gayret harcanması gereken nokta eleştiriden bir fayda, değer üretebilmek.
Bu noktada herşeyi sizlere toz pembe anlatmak istemiyorum. Mimari disiplinlerin eleştiri süreci gerçekten çok zorlayıcı bir deneyim. Bu deneyimde ne hissedeceğini bilemediğin durumlara sürekleyebilen anılar biriktirebiliyorsun. Bir sürü soyut kavramın içinden somut bişeyler üretmeye çalışırken eleştiride bulunmak ve eleştiriyi anlamak tarafların özen göstermesi gereken bir durum.
Sizlere net bir açıklama : Mimarlık ve Şehircilik teması altında yapılan olumsuz eleştiriler canınızı çok yakacak. Kendinizi kötü hissedecek ve yeteneklerinizden şüphe duyacaksınız. Önemli olan süreçten faydalanıp, durumu lehimize çevirmek.
Duygusal kırılmalara sebep olabilen bu sürece şu açıdan bakarsanız belki içiniz rahatlar; sizleri eleştirenler bir zamanlar kendileride eleştirildi. Sizlerde eleştirilerek başladığınız bu hikayenin ilerleyen sayfalarında bir şeyleri eleştirmeye başlayacaksınız. Yinede korkmaya devam ediyorsanız bir sonraki madde belki içinizi biraz daha rahatlatabilir.
5-Sanat Eseri Üretmek Değil, Deneyim Kazanmak
Özellikle ilk eğitim döneminde şöyle bir kaygı oluşacak, temel tasarımla birlikte hızlı bir şekilde üretime başlayacaksınız. Bu süreç söyle geçecek. Bir istenenler listesi alacaksınız, üreteceksiniz, eleştirilecek. Tekrar bir istenenler listesi alacaksınız, üreteceksiniz ve eleştireleceksiniz. Artık müfredatınız ne kadar sürecekse o kadar bu süreci tekrarlayacaksınız. Durum böyle olunca kaygı, panik, kendini yetersiz hissetme, çözüm yolunu bulamama gibi insani duygular içine girebilirsiniz. Eğer ki bu durumu hissederseniz şunu hatırlayın; kimse bu süreci sizler birer sanat eseri üretin diye istemiyor. Temel amaç mesleğinize ve temellerine dair deneyim kazanmanız, kendinizi geliştirmeniz.
Küçük bir not: Lütfen bu durumu sadece deneyim olarak yorumlamayın. Umuyorum ki hayalleriniz, hedefleriniz, aldığınız eğitim ve emekleriniz sizlere bu dünyaya bir eser bırakmanızı sağlar. Sadece değinmek istediğim nokta şu : İlk amacımız deneyim kazanmak.
6- Tarih-Bugün-Gelecek
Bu maddeyi biraz özeleştiri yaparak açıklamak istiyorum. Özellikle Lisans eğitimimde iki konu çok fazla ilgimi çekiyordu. Tarihi okumaları ve gelecek senaryolarını incelemeyi çok seviyordum. Fakat çok önemli olan bu üç maddeden birisini atlıyordum. Bugüne dair çok az çalışıyor ve açıkcası kendimi özellikle sektörün mevcut durumundan uzaklaşıyordum. Bu üç madde o kadar önemli ki herhangi birisini denklemden çıkarmak mümkün değil. Kimisi tarihi, kimisi geleceği kimiside benim gibi günümüzü denklemden çıkarabiliyor. Eğer ki sizlerde bu yola gönül koyduysanız üçününe de aynı önemi vererek lisans eğitiminizi sürdürün. Eğer ki uzmanlaşmak istediğiniz bir alan olursa zaten bunun için fırsatlar yaklayacak, farkında olmadan oraya yöneleceksiniz. Fakat temelinde bu üç nokta hakkında yeterli bilgi birikimine sahip olmadan ilerlemek çok mümkün değil.
7- Örnek Karakter Bulman Gerekecek
Mimari ve şehircilikte bilgi ve tecrübe aktarımının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu noktada kendinize sürekli olarak bilgi ve tecrübesi sizden fazla olan kişilerin peşinde olmak gibi bir gerçeklik bekliyor. Anlamadığınız, anladığınızı düşünseniz bile doğru yorumlayamadığınızı hissettiğiniz birçok durumda ilk olarak idol karakterler peşinde koşacaksınız. Bu noktada sizlere tavsiyem ilk aşamada "Örnek" karakter belirlerken çerçevenizi olabildiğince geniş tutmanız olacak. Nitekim hızlı bir şekilde ilk döneminizde dersinize giren hocalarınız, araştırma görevlileri, yüksek lisans örencileri sizler için örnek karakterler olcaktır. Bence kendinizi bu çerçevede sınırladırmayın. Daha farklı şeyler öğrenebileceğiniz, neler yaptığını, nasıl çalıştığını inceleyebileceğiniz kişiler bulmaya çalışın.
Eğer ki bunu nasıl yapabileceğiniz hakkında bir fikriniz yoksa küçük bir tavsiye : İlk eğitim döneminde dersinize giren hocalara, araştırma görevlilerini ya da sektörde çalışan kişilere , yani ilk örnek aldığınız karakterlere gidip bu durumdan söz edin. Onların kimleri örnek olarak aldığını sorun.
8- Eğitimine Odaklanmak Zorundasın
Bu değerli eğitim-öğretimin başlangıcı herkes için zorlu bir zamana denk geliyor. Üniversiteli olmanın ilk yılı! Bir çok hayalle, hedefle üniversiteye başlıyoruz. Yeni arkadaşlar ediniyoruz, özgürlüğümüzü yeni keşfediyoruz ya da yeniden keşfediyoruz. Aslında bu zamanlar biraz daha yönetmesi zorlu zamanlar. Çünkü önümüzde net bir yol haritasının olmaması bizi farklı noktalara sürükleyebiliyor. Bu noktada bölümünüze net bir şekilde odaklanmanız gerekiyor. Eğer ki odaklanmazsanız ne başarılı olabilirsiniz, ne özgür olabilirsiniz ne de hayal ettiğiniz sosyal hayata sahip olabilirsiniz. Hepsini yarım yamalak tadarak ilerler ve hiçbirinden tatmin. Fakat ilk baştan odaklanırsanız kendinizi keşfeder, hayattan ne istediğiniz anlar, hayatınıza ve eğitiminize dair daha gerçekçi hedefler koyabilirsiniz. Ve bu hedefler ancak bir sistem sahibi olursanız hayata geçer.
9- Bir Sistem Sahibi Olmak İşine Yarar
Çok net söylüyorum, eğerki mimarlık fakültesinde bir sisteme sahip olmazsanız çok zorlanırsınız. "Nerden biliyorsunuz?" derseniz uzunca bir süre sisteme sahip olmayıp sağa sola savrularak ilerledim. Bunun beni nelerden mahrum bıraktığını geriye dönüp baktığımda çok net görebiliyorum. Kaygılar, kuşkular, mutsuzluklar, emin olamamalar, farklı noktalara duyduğum ilgi gibi birçok neden uzunca süre sistem kurmama engel oldu. Elbette ki sistem kurabilmek belirli bir bilgi seviyesi daha da önemli tecrübe gerektiriyor. İşte bende bu noktada tecrübemi size aktarmak istiyorum. Olabildiğince çabuk (Kimisi için 1 haftadır, kimisi için 1 yıl) kendi çalışma sisteminizi kurun ve ona sadık kalın. Sadık kalmaya çalışırken de sürekli olarak sizin için en faydalı olacak şekilde sisteminizi güncelleyin, geliştirin. Aksi taktirde mimarlık fakültesi sizler için sürekli bir telaş ve size verilenleri yapmaya çalıştığınız çekilmez bir hayat tarzına dönüşebilir.
10- Gelişime ve Değişime Açık Olmalı(yız)sın !
Yani biliyorum, çok duyduk bu cümleyi ama gerçektende öyle arkadaşlar. Olayın neresinden bakarsak bakalım gelişime açık olmak zorundayız. Sen de ben de, hocalarımız da kim varsa bu cümleyi defalarca tekrarlamak zorunda. Dünya değişiyor, insan değişiyor, ihtiyaçlar değişiyor. Her şeyin değiştiği bir zamanda gelişmeye ve dolayısıyla değişmeye açık olmamız gerekiyor. Fakat bu söylediklerim genel bir kanı.
İşin özelinde bizlerin projeleri zaten sürekli olarak değişim ve gelişimlerden oluşuyor. Şimdiye kadar anlattıklarımda bunun üzerine kurgulanmış durumda. Eleştiri, odaklanma, tarih-bugün-gelecek, sistem sahibi olma hepsi zaten gelişmemiz ve değişmemiz için var. Çünkü bizler hikayenin sonunda bir çözüm üreteceğiz ve çözüm üretmenin de birden fazla yolu var.
Ben de bu noktada şu ana kadar yazdıklarımı tekrar okudum ve hemen aklıma şu geldi; belki bu yazıyı daha farklı yazabilir daha gelişmiş bir versiyonuyla sizlere sunabilirdim. Ve bunu düşündüysem eğer ilk taslağımı bitirdiğimde bazı cümlelerde değişikler kesinlikle yapacağım.
11- Kafanda her zaman bir kurgu olsun
Bir üretim sürecine girdiğinizde göreceksiniz ki sürekli olarak bir kurgu ihtiyacı duyacaksınız. Örneğin ben şu an şöyle bir kurguyu takip ediyorum. Herkesin merak ettiği soruları sona bıraktım. "Ne kadar para kazanıyoruz? Çizim yeteneği ne kadar gerekli? Bölüm çok mu zor?" gibi sorular bu dönemde akla ilk gelen sorular fakat benim düşünce yapıma göre ilk önce sorulması gereken sorular değil. Bende buna bağlı olarak kafamda bu metni kurgulayarak bir şablon oluşturdum ve ona göre ilerliyorum.
İşte mimarlık fakültesinde de buna benzer kurguları kafanızda dolaştırarak ilerleyeceksiniz. Projeme nasıl başlamalıyım? Nasıl geliştirmeliyim? Eksik noktalarım neler? Neyi daha ön planda tutmalıyım? gibi onlarca hatta yeri geldiğinde yüzlerce soruyu ortak bir noktada kurgulamak ve bu kurguyu en uygun şekilde sunmak gerekiyor.
Ben bu metni neden böyle kurguladım derseniz bir sonraki madde bunu açıklamama yardımcı olacak.
12- Okumak ve Araştırmak Çok Önemli
Yine böyle "of, puf yav yeter bıktık, bıktııkk!" dediğimiz bir tavsiyeye geldik. Valla bu cümleyi kurduysanız hepinize hak veriyorum çünkü bazen bende kuruyorum aynı cümleyi. Fakat işin özelinde şunu da anlamakta fayda var. Okumak ya da araştırmak yolun sonu değil, yolun kendisidir. Durum böyleyken sürekli olarak okumaya ve araştırmaya önem vermemiz gerekiyor.
Mimarlık fakültesi özelinde bu durumun şöyle bir mevzusu var, mimarlık fakültesi üretimleri bilim ve sanatın kesişme noktasında bulunuyor. Yani ne sadece bilim odaklıyız ne de sadece sanat odaklıyız. Buna bağlı olarak da daha fazla okumak ve araştırmak gerekiyor.
Eğer ki bu cümleleri okuduysan seni tebrik ederim. Çünkü bu maddeyi özellikle sonlara bıraktım. Buraya kadar gayret edip metni okuduysan, temel sorular dışında farklı tecrübeler edindiysen okumak ve araştırmak seni çok fazla zorlamayacaktır. Sana küçük bir tavsiye, araştırma tek bir kaynaktan yapılmaz. Bu metni bitir ve gerek yazılı, gerek görsel medyadan mimarlık fakültesi neymiş ne değilmiş araştırmaya devam et.
13- Çizim yeteneği şart mı?
Tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim, çizim yeteneğinizin olması önemli bir avantaj. Bu noktada internetten ya da çevrenizden bulabileceğiniz örnek ödevler, çalışmalar inceleyerek kendinizi test edebilirsiniz. Ayrıca şunuda belirtmekte fayda eğitim müfredatlarının başlangıçlarında çizim yeteneğinizi geliştirmek, el-göz kordinasyonunuzu sağlamak amaçlı uygulamaların bulunduğu derslere giriyorsunuz.
14- "X" üniversitesini mi yoksa "Y" üniversitesini mi tercih etmeliyim?
Aslında bu soruya benim verebilceğim bir cevap yok fakat çok sık sorulduğu için es geçmek istemedim. Bu soruya en doğru cevabı bahsi geçen üniversitelerde okuyan kişilerin tecrübelerini dinleyerek bir fikir sahibi olmak.
15- Ne kadar para kazanıyoruz? Aç kalır mıyım?
Bu soruya odaklanırken çok dikkat etmenizi tavsiye ederim. Nitekim ekonomik gelişmeler anlık olarak değişebilen, kişinin imkanlarına, mesleki başarısına göre değişebilen durumlar. Okumak istediğiniz bölümden mezun birisinin çok zengin olması da hiç para kaza kazanamaması da sizleri yanıltabilir. Benimde net bir cevap vermem doğru olmaz. Dilerseniz bu soruyu ilgili bölümden mezun ve samimiyetine inandığınız, tüm detaylarını sizlere anlatabilecek kişilere sormalısınız.
Bu 15 madde ile birlikte umuyorum ki kafanızda belirli şeyler canlanmıştır. Bu maddelerin üzerine ekleyebileceğimiz, üç boyutlu düşünce, analitik düşünme, eskiz oluşturma, jüriler, sunum hazırlama gibi pek çok noktada konuşulması gerekenler var. Bu konuları bir sonraki yazılara bırakalım! Ben bu yazıda özellikle düşünülmeyen noktaları ve çok sık sorulan temelde yanıltma potansiyali olan konuları sizlerle paylaştım. Sizlere son tavsiyem bu önemli virajda daha fazla araştırma yaparak en doğru kararı vermeye çalışmanız olacaktır. Umarım hepiniz için başarılarla dolu bir kariyer başlangıcı olur.
Kıvanç KIRLI
Şehir Plancısı / Oyun Tasarımcısı
Comments