İlkel çağlardan beri insanlar korunma ve barınma ihtiyacı duymuştur. Ellerindeki malzeme ile sahip oldukları bilgi ve hayal gücünü kullanarak barınak inşa etmişlerdir. Çağ ilerledikçe ve insanlar evrimleştikçe daha büyük yapılara imza atmışlardır(piramitler gibi…). Yapılardaki ölçek büyümüş olsa da hayaldeki bilgi hep aynıdır ve paylaşılmak ister. Paylaşım olmadan soyut olan bilginin somut olarak üretimi neredeyse imkansızdır.
Baş usta-usta-kalfa-çırak ilişkisini düşünürsek; hayalinde bilgiyi oluşturan baş ustanın bunu anlatabilmesi için ustaya işi öğretmesi gerekir. Öte yandan ustanın da kendi altında çalışan kalfaya ve kalfanın da çırağa aynı şeyi öğretmesi beklenir. Bu da vakit kaybı olabilir. Yapılar her zaman düşün, hayal et ve üret biçiminde oluşmaktadır. İnsan düşünür hayali bilgi oluşturur ve üretir.
İlk çağlarda üretim birebir doğada bulunan malzemeler ile oluşmaktaydı. İnsanlar hayallerindeki projeyi gerçek ölçekte, uygulayarak oluşturuyorlardı. Ancak bir aydınlanma çağı olan Rönesans Çağı’nın başlaması ve insanların aydınlanması ile bu kader değişmiş ve resim sanatı hayata girmiştir. Resim ile insanlar perspektifi öğrenmişlerdir. Kısıtlı olan bakış açıları değişmiş ve dış dünyaya açılmışlardır.
Çağ ilerdikçe ve teknoloji geliştikçe iki boyutlu olan resim hayaldeki bilgiyi anlatmaya yetmemiştir. Böylece üç boyutlu yazılımlar geliştirilmiştir. Hayal gücüne dayalı bir tasarımın diğer insanlar ile paylaşımını kolaylaştıran Revit, Archicad, Allplan gibi yazılımlar üç boyutlu modeller sağlayarak bu paylaşımı hızlı ve verimli hale getirmiştir. Aynı zamanda uluslararası bir bağı olan bu programlar birbiri ile uyum sağlayabilir. Böylece proje çok yönlü idare edilebilir.
Mekanların fiziksel ve işlevsel özelliklerinin dijital ortamda üç boyutlu olarak modellenmesi hayata bir çok avantaj katmıştır. Öncelikle projenin sunumunu kolaylaştırmıştır. Projede bulunan tüm mimari, statik ve mekanik disiplinlerin birlikte çalışması proje üreticisi için kolaylık ve verim sağlamıştır. Sıkıntı yaşanılan durumlar ve yapılan düzeltmeler tüm projede eş zamanlı olarak güncellenebilir. Bu da hayalinde bilgiyi oluşturan yani yapıyı tasarlayan baş usta (Mimarlık ve inşaat alanında baş usta, tasarımcılardır.) için verim sağlar. Baş usta projenin yalnızca üreticisi değil aynı zamanda yöneticisi durumuna gelir. Üç boyutlu programlar ile hayalinde oluşan bilgiyi en doğru yoldan paylaşabilir, yönlendirebilir, yönetebilir ve üretebilir. Üretim sürecinde oluşabilecek hataları önceden gözlemleyebilir. Isıtma, soğutma ve havalandırma gibi sistemlerin çakışma durumlarını kontrol edebilir. Projenin metraj işlemlerini oluşturabilir. Böylece maliyet ve vakit kaybı önlenmiş olur. Ek olarak, tasarımcı bu yazılımlar ile projenin detaylarını saklayabilir ve böylece ileride oluşabilecek sorunlar için önlem almış olur.
Sonuç olarak Yapı Bilgi Modelleme; üç boyutlu bir bilgi paylaşım sürecidir. Düşünür, hayal eder, çizer, modeller, sunar ve üretirsin.
Comments